Çocukluk Çağı Obezitesi

Çocukluk Çağı Obezitesi: Sık yapılan Hatalar

Çocukluk çağı obezitesi, günümüzde giderek artan bir sorun haline gelmiştir. Bu durum, sadece fiziksel sağlığı değil, çocuğun duygusal ve sosyal gelişimini de olumsuz etkileyebilir. Burada çok sık karşılaştığınız klasik bilgiler dışına çıkmaya çalışıp; ‘çocuklarda obezite ile sık karşılaşılan yanlış düşünce ve yaklaşımlardan’ bahsetmek istiyorum.


Çocuktur, biraz kilolu olması normaldir, büyüdükçe atar!

Maalesef bu bilgi doğru değildir, obez çocukların yaklaşık yarısı adölesan dönemde obez olmaya, obez adölesanlarında %80’i erişkin dönemde obez olmaya devam ediyorlar. Sonuçta çocukluk çağı obezitesi önemlidir ve büyüdükçe atar düşüncesi doğru değildir.


Yaşına göre kilosu eksik!, Yaşıtları daha kilolu..

Ağırlık yaşa göre değil boya göre değerlendirilmelidir. Sadece yaşa göre yapılan değerlendirmeler hatalı sonuç verecektir.


Çocuğum çok hareketsiz, yoksa fazla yemiyor!

Birçok çalışma gösteriyor ki obez çocuklar akranlarından daha az fiziksel aktivite yapmıyor. Elbette düzenli fizik aktivite ve egzersiz sağlıklı büyümenin bir parçasıdır, ancak sağlıklı beslenme obezitenin önlenmesi ve tedavisinde merkezi roldedir.


Meyve suyu sağlıklıdır! Her sabah taze sıkılmış portakal suyu…

Meyve suyu içmek, ister hazır ister taze sıkılmış, gereksiz yere fruktoz ve kalori yüküne neden olur. Meyve tüketmek sağlık için gereklidir ancak meyve suyu için aynı durum geçerli değildir. Ayrıca meyve ölçülü tüketilmesi gereken bir besindir. Özellikle de yüksek kalorili olan muz ve üzüm gibi meyveler ölçülü tüketilmelidir. Ayrıca sıvı tüketirken (süt dahil) kalorisi de dikkate alınmalıdır.


Ek olarak;

-Bebeğin veya çocuğun doyduğu halde tabağındakini bitirmeye zorlanması,

-Ultra işlenmiş ve kalorisi yüksek ürünlerin kolay hazırlanması nedeni ile tercih edilmesi,

-Erken doğan (prematüre) veya düşük kilolu doğan bebeklerin kilo kaygısı nedeni ile aşırı yüksek kalorili mamalar ile beslenmesi diğer sık yapılan hatalar olarak sayılabilir.  


Alınan enerji mi? Harcanan enerji mi? Kilo Verirken Hangisi Daha önemli?

Öncelikle obezite konusuna toplumsal sağlık olarak bakıldığında konuyu sadece alınan enerji ile harcanan enerji dengesizliğine dayandırmak doğru bir yaklaşım olmaz diye düşünüyorum. Konunun sosyolojik ve ekonomik boyutlarını da göz ardı etmememiz gerekir. Sağlıklı besine ulaşmak çevresel ve ekonomik birçok faktör ile ilişkilidir. Örneğin bir çocuk okulda sağlıklı besine yeterince ulaşamıyorsa öncelikle bu sorun çözülmelidir. Ancak konu bireysel olarak ele alındığında; kilo vermek istiyorsak öncelikle kalori açığı yaratmamız gerekir, yani ilk önce beslenmemizi düzenlememiz gerekir. Bu durum düzenli egzersizin önemi azaltmaz ancak sadece egzersiz planı ile gerekli beslenme düzenlemesini yapmadan sürdürülebilir bir şekilde kilo vermek mümkün değildir.


Toplam alınan kalori önemli olmakla birlikte, kalorinin hangi besinlerden sağlandığı hatta alındığı zaman da önemlidir. Sonuçta kilo vermek için makul sürdürülebilir bir beslenme planına ihtiyaç vardır. Düzenli egzersiz süreci ile bu plan desteklenmelidir. Ayrıca boy uzaması devam eden çocukların sabit bir ağırlıkta kalmasını da bir başarı olarak kabul etmek gereklidir.


Yanlış yaklaşım!

Kilolu çocuklar ile bu konuyu konuşurken kullanılan dilin yargılayıcı, aşağılayıcı olması son derece yanlıştır. Ayrıca çocukları obez şeklinde damgalamak ters etki yaratacaktır. Motivasyonel bir yaklaşım ve dil tercih edilmelidir.